Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını


















Bu atasözünü kendime armağan ediyorum " iyi sonuç almak isteyen, temeli sağlam
kurmalıdır. Nitekim ekilen tohum güzel olursa çıkan ekin de güzel, güçlü, bol olur" demiş atalarımız.Az gittim uz gittim dere tepe düz gittim ,yılmadım , bıkmadım ve sonunda oğlumu alıştırdım.Nihayet de yakaladım , evet gözlerim beni yanıltmıyor.Yağız ekmek yiyor hemde iştahla.Hayret ettim , sevindim hatta havalara uçtum . Nasıl gurur duydum kendimle , nasıl keyiflendim anlatam ! Eve gelirken mahallemizin laz bakkalı Adem 'e uğradık ve ekmek aldık.Arabada ağlamaya başladı bizim paşa , neden ağladığını anlayamadım.Hatta beni yanına istiyor ondan ağlıyor bile sandık.Evin önünde park yeri bulamayınca ben ve paşa indik , baba ve ekmek arabada kaldı.Yağız hala ağlıyor bu arada hemde iki gözü iki çeşme " oğlum , baban gelecek eve, arabayı park etsin hemen gelecek.Hadi gel camdan bakalım babaya" dedimse de susmadı.Orhan elinde ekmekle girdi içeri ,bizim paşa kaptı ekmeği , gitti odasına.Şaka gibi ,sanki ekmeği vermeyeceğiz.Saklanıyor ,bütün ekmek elinde ısırmaya çalışıyor , harp ediyor resmen ekmek yesin diye .Bende ne safım yahu , çocuk ekmek için ağlıyormuş bende babası için sanıyorum bide teselli vermeye çalışıyorum.Kuzu baktı ki ekmeğini almayacağız çıktı odadan, ucundan aldı kocaman bir parça geçti Pepee izlemek için bilgisayarın başına.Hastalık yaramış belli , iştahını açmış kuzucuğun.Halime güldüm sonra , bu nasıl sevinç diye.Lotodan para çıksa bu kadar sevinirmiydim acaba diye düşündüm.Vallahide tillahide sevinemezdim bu kadar.Sanki o ekmeği yedi diye karnı doydu sandım.Şimdi içim rahat kursaktan ekmek geçti napayım ben lotoyu ,piyangoyu.Büyük ikramiyeyi tutturmuşum , 3 beyazdan biri oğlumun elinde.En son ne zaman böyle sevinmiştim diye düşündüm.Yağız ilk yürüdüğünde mi ? Hayır ,peki dişleri çıktığında mı ? Hayır , aa şimdi hatırladım gaz sancıları çekerken pırtladığında.Ya gerçektende çok komik , pırtladı diye eşimle birbirimize haber veriyorduk.Oh diyorduk , Yağız pırtladı diye oh diyorduk.Orhan odadan odaya Yağız 'ı gezdirip masaj yaparken ben bir pırt sesi duydum mu koşuyordum , hemde sevinçle " pırtladı mı ? " diye soruyordum .şaka gibi pırtın peşinden koşan anne.Böyle anlatınca komik geliyor ama yaşarken hiç de komik değildi.Hatta Yağız ağladıkça bende ağlıyordum.Altı ay kıvrandık gaz sancısıyla , paşamı pırtlatmak için sıcak havlular yaptık , rezeneler içtik , badem yağları sürdük , hatta soğanı halka halka kesip ara ara göbeğine bile bağladık.Her türlü çareye açıktık ve hepsini denedik.Muskat bile denedim.Durum böyle olunca , Yağız pırtladığında çengi tutsak yeriydi vallahi.Okan Bayülgen ailelerle dalga geçiyordu " pırtlamaya gülenin pırtlamak kadar aklı yoktur " diye. Şimdi merak ediyorum , çiçeği burnunda baba olan Okan Bayülgen , hala aynı fikirde mi ,diye. Hiç sanmıyorum , kızlarının eminim gaz sancısı olmuştur ve eminim ki minik İstanbul pırtladığında Okan baba havalara uçmuştur."Sancısı geçti , azda olsa rahatladı " diye...Ee lafla peynir gemisi yürümez Okan bey ! Pırtlamaya gülüyoruz ama komik olduğundan değil , sevinçten.Yani kısacası akılla alakalı bir durum yok ortada...
Nerden nereye bir ekmek yeme sevinci beni nerden nereye götürdü.Afiyet olsun kuzuma , yarasın.Hatta devamı gelsin börekler yesin ,annesi ona kekler yapsın.Bende keyifleneyim bugünkü gibi.İşte benim servetimde bu.
Servet demişken minik bir anı ile bitirmek istiyorum.Henüz İstanbul 'a yeni taşındığım zamanlarda arkadaşım hamileydi.Ömer i taşıyordu karnında.Hava yağmurlu ,soğuk bende Selma 'da kalmışım.Sabah uyandık ama hiç işe gidesimiz yok.Neyse aradık işyerlerimizi izin aldık , başladık keyif yapmaya.Bu arada Selmanın eşide aramızda ,oda uydu bize gitmedi işe , bahaneside hazır " Selma kötü oldu " hamile ya hanımı , değerlendirdi fırsatı hemen.Neyse keyifle kahvaltı yaptık , sonra Digitürkten film satın aldık , film izliyoruz evde.Bruce Willis 'in filmini izledik.Sonundada Benjamin 'ler yandı .Nasıl üzüldük yanan 100 dolarlık banknotlara. Hemen hayal kurduk " 1 milyon Benjamin imiz olsaydı ne yapardık ? " Gökmen dedi ki " Brezilya 'ya gider Rio festivalini izlerdik " öyle mi dedik ..Bana geldi sıra aklıma hinlik geldi ,komiklik olsun diye dedim ki " Küba ya gider bakirelerin bacağında sarılan şu meşhur purolardan içerdim " Gökmen böyle bir yanıt beklemiyordu " hoppala , deli misin , sen ya ? Sanane Kübodan purodan , erkeklerin hayalidir bu " diye çatladı gülmekten.Ama biz asıl bombayı Selma ' dan duyduk.Benim saf arkadaşım , hamileliğin de verdiği duygusallıkla demez mi " evde oturur çocuğumu büyütürdüm " ay donduk kaldık.Gökmen " ay benim saf karım , bu hayale gerek yok ki , 1 milyon Benjaminin var , zaten çalışmayacaksın " dediyse de , Selma başka hayal bulamadı.hala gülüyoruz ona tabiki , Gökmen hatta " iyi ki 1 milyon Benjaminin yok , yoksa yazık olurdu Benjaminlere , evde oturmaktan sıkılırlardı " diye takılıyor ufaktan ufaktan. " İlahi Selma" demiştim o zaman ama şimdi hak vermiyor değilim.Ne de olsa bir annenin kurduğu hayalin içinde , sadece çocuğu olur. Annelik ne güzelmiş , hayallerini bile çocuklar süslüyor.Boşuna denmiyor " cennet anaların ayağının altındadır " diye , bu kadar fedakarlıktan sonra , haketmiyor muyuz yani ?

8 yorum:

  1. Çocuklar pek seviyorlar kuru ekmeği niyeyse.. Kerim 6 aylıktan beri hiçbirşeye açmayan ağzını sadece ekmeğe açıyor..

    YanıtlaSil
  2. izin verirsen yerim o Kerim'i ben.Ağzında dişleri yokken den mi başladı kemirmeğe? Bayılıyorum ağzında dişi olmayan bebelerin , ekmek kemirmesine.Birde güldüklerinde o damakları ortaya çıkmıyor mu , kendimi sıkarım ısır mamak için.Maşallah Kerim 'e , benim afacanın elinde ekmek görmek demek mucize olmuş demek.Beni böyle alıştırdı şımarık kuzu...iyi geceler arkadaşım...

    YanıtlaSil
  3. Benim cadılar da bayılır ekmeğe daha ağızlarında diş yokken ekmek kemiriyorlardı bir gün koyarım resimlerini.
    Bizim sevinçlere gelince %100 katılıyorum Okan Bey halt etmiş büyütmeden kimse bilemez bir pırtın nasıl sevinçlere gebe olduğunu:)

    YanıtlaSil
  4. İkiz annesi ;Fıstıkların dişsiz çekilmiş resimlerini merakla bekliyorum.Okan bey e inat oğlumu devlet tiyatrolarının en klasik oyunlarından biri olan "pırtlatan bal "a götüreceğim hatta :))) Güzel bir gün geçirmen dileğiyle ,iyi günler arkadaşım...

    YanıtlaSil
  5. ay maşallah...nasıl yemek yiyor öyle...ben oğlana yedirene kadar kanser oluyorum vallahi...

    YanıtlaSil
  6. Neşelihaller , arkadaşım seni çok iyi anlıyorum.Ben "ekmek yediğini görebilecek miyim , ömrüm yetecek mi " bile dedim.Çok uğraştım, ağladım, bağırdım , küstüm .Galiba yavaş yavaş başladı çiğneme yolu ile beslenmeye.Darısı senin başına.İnşallah tez zamanda ekmek de yer , börek de...iyi akşamlar...

    YanıtlaSil
  7. ohh..
    şifalar olsun o ekmek paşaya...
    ne güzel de gömülmüş ekmek yemeye.benim ufaklık çok seviyor teyzesi.az yiyor ama hrgün mutlaka sofrada istiyor.inşallah senin paşa bu iştaha devam eder:))
    allahım yavrularımızın hep böyle mutlu anlarını göstersin bize.
    sevgiyle kal

    YanıtlaSil
  8. Mintinin mutfağı ; Aminn inşallah , yüzleri hep böyle güler ve sağlıklı olurlar.Her işin başı sağlık gerçekten de..Senin ufaklığada maşallah , ekmek sevmesi güzel.İştah açıyor ekmek..Bende alıştırdım ve mutluyum...Sevgilerimle , iyi geceler

    YanıtlaSil