SALOME 'YE

SALOME 'YE
Öyle bir hayat yaşıyorum ki
Cenneti de gördüm , cehennemi de
Öyle bir aşk yaşadım ki
Tutkuyu da gördüm , pes etmeyi de
Bazıları seyrederken hayatı en önden
Kendime bir sahne buldum , oynadım
Öyle bir rol vermişler ki
Okudum okudum anlamadım
Kendi kendime konuştum evimde
Hem kızdım hem güldüm halime
Sonra dedim ki " Söz ver kendine "
Denizleri seviyorsan , dalgaları da seveceksin
Sevilmek istiyorsan , önce sevmeyi bileceksin
Uçmayı seviyorsan , düşmeyi de bileceksin
Korkarak yaşıyorsan ,yalnızca hayatı seyredersin
Öyle bir hayat yaşadım ki
Son yolculukları erken tanıdım
Öyle değerliymiş ki zaman
Hep acele etmem bundandı
Anladım


F.NIETCHE

***
Kuzucuğuma bundan iyi nasihat bulamadım şimdilik.Üstad Nietche güzel yazmış , bana da aktarması kaldı.Hep güzellikleri öğretiyoruz , peki çirkinlikler kötülükler , olumsuzluklar ne olacak ? Güzelliklerle el bebek gül bebek büyüyen miniminiler büyüyüp de diğerleriyle karşılaştığında afallıyor tabiki...Doğru mu bu kadar güzellikle büyümesi , bu da tez konusu bence.İyi çocuk yetiştirmek ile sadece güzellikleri öğreterek , üzmeden ağlatmadan çocuk yetiştirmek başka başka terimler bence.Oğlum düştüğünde , kızıyor ve düştüğü yere kızdığına dair tepkiler veriyor.O zaman devreye giriyorum " anneciğim , sende kabahat dikkat etseydin , düşmezdin.Bir dahakine daha dikkatli olmalısın " diyorum.O kadar çok söyledim ki , şimdi paşam düştüğünde , düştüğü yere cici yapıyor ve öpüyor.Ben oğlumu öpüyorum oda düştüğü yeri öpüyor.Böylece " adil olmayı , bir eylem olduğunda iki taraflı yaşandığını, üzülürken karşı tarafı da üzddüğünü , canı yanarken karşısındakinin de canının yandığını öğreniyor " diye düşünüyorum.Bunlar naçizane , benim düşüncelerim tabiki.Doğruluk payı da olabilir olmayabilir de...Doğrunun da neye ve kime göre doğru olduğu da başka bir tartışma konusu ya , neyse.Ama sonuç itibari ile bir ortak payda vardır mutlaka.O paydaya yakın olmak değil mi ki ideallerimiz.Ben herşeyi öğretmek istiyorum oğluma.İlerde " annem beni el bebek büyüttü , kötüyü öğretmedi , zorluklarla karşılaştırmadı , hep ben haklıydım , hep ben ilk oynadım , ben birinciydim , ben dünyanın merkeziydim " demesini istemiyorum.Daha çok " annem iyiyi de öğretti , kötüyü de , doğruyuda söyledi yanlış olanı da.Başka çocuklarda benim kadar değerliymiş annem öğretti , kaybettim ama yinede annemin kuzusuydum , düştüm ama tekrardan kalktım , bilemedim daha çok çalıştım öğrendim " demesini istiyorum , çok şey mi istiyorum ? Sadece çok fazla hayal kırıklığı yaşamasını istemiyorum.Kolaydan çok zoru öğrenmesini istiyorum , kolayı başarmanın marifet olmadığını zoru başardığında duyacağı hazzı bilmesini istiyorum.Emek vermesini istiyorum , tüketmenin değil üretmenin marifet olduğunu, bilsin istiyorum.Kısacası artıları ve eksilerileri ile herşeyi yalın halde öğrensin istiyorum.Gece gece ne çok şey istiyorum.

Anneyim ben , kaygılarım var ; elimdeki hamura şekil verirken , telafisi olmayan hatalar yapmak istemiyorum.Belkide bundandır bu kadar düşünmem araştırmam...Hırçınlığım eleştirilerdendir belki ! Ama ağaç yaşken eğilir ,onun da anladığı cümleler var , anladığı dil var.Basit kurulmuş cümlelerden çıkardığı anlamlar var , nasıl ki tatlıyı sevmediğini biliyorsa benimle iletişim kurmayıda biliyor.O halde kurduğum cümlelerden azda olsa bir şeyler öğrenebilir.Neden bunlarınüstüne gitmek yerine , kolayına kaçayım.Ben iletişim kuruyorum , gözlerimle bile konuştuğum anlar oluyor.Öyle güzel anlıyor ki , ben söylemeden montunu çıkardığında odasına götürüp yatağının üstüne koyması gerektiğini biliyor, en basitinden bunu öğretebildiysem eğer ,neden diğerlerini öğretemiyeyim .Elbette öğretirim , oyuncaklarını atmıyor yerden yere ; bir kaç kez denedi , ısrarla oyuncakların ağladığını ve canlarının yandığını anlattım ve şimdi hiç atmıyor.Elinden düşürdüğünde öpüyor ve okşuyor.Merhametli olmayı böyle böyle öğrenecek bence.Babası yolda , cadde de kedi veya köpek yada herhangi bir canlı gördü mü kendini tehlikeye atıyor zarar vermesin diye , bunlardan hiç mi bir şey öğrenmeyecek ? Bence çok şey öğrenecek.Ama o eleştiri okları yok mu ? İğneli okları saplamak için nasıl açık ararlar , şevkini kırmak için nasıl iştahla avlanırlar , bilmez miyim ? Ama kulaklarımı tıkadım hepsine , onlara inat bildiğim yoldan sapmayacağım.Buda benim doğrum , yanlış yaparsamda , eşimle benim yanlışım olacak.En azından tek başıma değilim düşüncelerimde.Yol arkadaşımla birlikteyim ! Eleştiriye açığız ama eleştrimek için yapılan eleştiriye ve " sen bunları öğret öğret ama boşuna , o istediğinde uyuyacak , bencil olacak , yoktan anlamayacak " v.s gibi eleştiri tarzındaki yorumlara kapalıyız.Herkesin dediği doğru olsaydı dünya cennet olurdu.Cennet olmadığına göre herkes bir yerlerde hata yapıyor demektir.
İlerde oğlum hata yaptığımı düşünce bile , bunları okuyarak en azından mücadele ettiğimi , çaba gösterdiğimi görecek.Yanlış yapmış olsamda beni anlamak için elinde sebepleri olacak.Bu minicik sebep bile bana mutluluk veriyor.Bundan yola çıkarak gemimde güvenle ilerliyorum ,işin uucunda alabora olmakda var kıyıya yanaşmak da.Yaşayıp göreceğiz ve ben bildiğimden şaşmıyorum.Denizleri sevdirirken dalgalarıda sevdireceğim , kedileri sevdirirken kedi tırmalamalarını da sevdireceğim.Güneşi severken , yağmurda ıslanmayı da sevdireceğim.Her gözyaşının altında yatan tebessümü keşfetmesini de öğreteceğim.Her düştüğünde kalkarken gözlerinin içine bakıp , seninle gurur duyuyorum diyeceğim ve onu ne kadar çok sevdiğimi fısıldayacağım her defasında ..Ya siz ?

8 yorum:

  1. Merhaba İçimizdeki Karnaval :)

    Çok doğru düşünüyorsun. Çocuklarımızı "aile" koruyuculuğunun fanusu içinde ve bulutlar üstünde büyütmek onlara fayda değil, zarar verecektir diye düşünümüşümdür ben de hep. Bizim göstermekten veya öğretmekten kaçındıklarımızı, hiç de acımadan öğretecek insanlar olacaktır. Buna tümüyle hazır etmemiz imkansız ama toz pembenin arada siyaha da dönüşebildiğinden haberdar edebilmek bile onlara ciddi bir katkıdır.
    Yaklaşımların ve düşüncelerin içinde kocaman bir sevgiyi de barındıran gerçeklerle dolu..
    Bu yolda hepimize kolay gelsin..

    Hoşgeldin blog'uma :)

    YanıtlaSil
  2. Canım çok güzel Nıetche yi severim aslında başlı başına o dizeler bile anlatıyor nasıl olması gerektiğini.
    Herkese kulaklarını tıkamakla en doğruyu yapıyorsun aslında elbette fikir alırız hepimiz ama bize uyanı bizim için doğru olanı.Ben de seninle aynı düşünceleri paylaşıyorum kendilerine olduğu kadar çevrelerine de saygı göstermeyi öğrenmeleri benim de idealim.O yüzdendir ki çimenleri yolmayı çalıştıklarında artık onların ağladığını ve yolmamaları gerektiğini biliyorlar.Bu sadece basit bir örnek.İleride şöyle olur böyle olur konuşmaları ise umurumda değil evin temeli ne kadar sağlam olursa çökme olasılığı da o kadar az olur diyorum sadece..

    YanıtlaSil
  3. Müge ; merhabalar , gerçektende işimiz zor ve düşündükçe kendimi labirentte kaybolmuş hissediyorum , ön sezilerim ile devam ediyorum.İnşallah ışığı göreceğiz hepimiz.sevgilerimle

    İkiz Annesi ;Yorum yaparken sınırı açıyorlar ama farkındalar mı değiller mi çözemiyorum , gerçektende.Hangi anne çocuğunun kötülüğünü ister ? Hiç bir anne istemez , en iyisini vermek ister.Sevgisinde bile sınır yokken ,üzmek ve kızmak ister mi ?Çok kulak asmamak ve 3 maymunu oynamak lazım dışarıya karşı, bunu anladım...Zorlu yolda hepimize başarılar , fidanlarımız yüzlerini hep güneşe döner inşallah...Öpüyorum...

    YanıtlaSil
  4. Misafir anne olduğum zamanlarda bu konuda annelerin dünyasında yazmıştım.

    özetle demiştim ki anne olarak bizim görevimiz çocuklarımızı hayattan korumak değil hayata hazırlamaktır.

    Ve çocuklarımızı refahımıza değil hayatımıza ortak etmeliyiz.

    Hayatta her türlü renk var. Sevinç, hüzün, neşe, bunalım, parasızlık, öfke, aşk..biz çocuklarımızı bunların hepsine hazırlayacağız ki başlarına geldiğinde ne yapacaklarını şaşırmasınlar...

    Öpüyorum

    YanıtlaSil
  5. Değişik bir tipti, Salome severdim kendisini :)
    Oğlunu yetiştirme konusundaki düşüncelerine sonuna kadar katılıyorum içimizdeki karnaval.Onlara toz pembe bir hayat sunmak iyilikten çok kötülük yapmak anlamına gelir.Bunu kızlarımda o kadar net gözlemliyorum ki...Çok merhametliler ve hayvanları çok seviyorlar.Kendi yaşlarındaki bir çocuğu kedi tekmelerken görmüşler ,ağlamaklı bir şekilde anlatıyorlardı.Artık bende onlara hayattaki bütün insanların iyi niyetli olamayacağını uygun bir dille anlatmaya çalışıyorum ki öyle birileriyle karşılaşırlarsa (Allah hiç birimizin evladını karşılaştırmsaın İnşallah)sıkıntı yaşamasınlar.Dışarıdaki insanlara gelince hep aklıma sağır kurbağa hikayesi gelir.Umursamam bile.Bir çocuğu en iyi kendisini sevgiyle sarmalayan anne baba yetiştirebilir diye düşünüyorum...

    YanıtlaSil
  6. Neşelihaller ; Aynen katılıyorum sana arkadaşım , bizim görevimiz çocuklarımızı hayata hazırlamaktır.Görevimizi layıkıyla yerine getirebiliriz inşallah...Sevgilerimle ,iyi akşamlar

    Özi' nin güncesi ; gerçeklerle büyümek onlarında hakkı , sürekli barışı anlatarak büyütürsek ,dışardaki hayat savaşını gördüğünde " anne hani barış içindeydi dünya , küresel savaşalrda bebekler ölüyor,çocuklar annesiz kalıyor , beni kandırdın mı " demez mi ? Ben bana bunlarla dönsün istemem ,inşallahda dönmez..Sevgilerimle

    YanıtlaSil
  7. Nietzsche her zaman olmada da arasira duzgun seyler soylemis, buda onlardan biri olsa gerek.

    Konuya gelelim, bence el bebek gul bebek yetismemeli cocuk. Nasil ki bazi anneler cocugunu hastaliklardan koroduklarini sanip, bagisikliklarini sifir duzeyine getiriyorlarsa, bu da oyle birsey. Cocuk 6 yasindan sonra artik dis dunyayla baglanti kuracak. Sonra gercek dunya ona kotu gelmesin. Iyisiyle kotusuyle herseyi bilmeli bence.

    YanıtlaSil
  8. Taza anne ; ağaç yaşken eğilir ,o yüzden de herşeyi en doğrusuuyla öğrenmesi hakkına hayırlı olacaktır bencede.Ama en önemlisi insanın çocuğuyla aynı dili konuşabilmesidir.Umarım aynı dili konuşabiliriz.İyi akşamlar.

    YanıtlaSil