Bunları Biliyor muydunuz ?



Aile içinde kadına yönelik şiddetle çocuklara yönelik şiddet arasında sıkı bir ilişki varmış Yani bir evde aile içi şiddet varsa, o evde yüksek ihtimalle çocuklar da şiddet görüyormuş. Örneğin, Amerika'da yapılmış olan bir araştırma eşlerine şiddet uygulayan erkeklerin yüzde 50'sinin aynı zamanda çocuklarına da şiddet uyguladığını ortaya koymuş...



aile içinde şiddet gören çocuklar bu durumdan doğrudan etkilenerek büyürlermiş .Şiddet uygulayan şahıs çocuğun annesine duygusal yoldan zarar vererek istediğini yaptırmaya çalışmak için çocuğa bilerek ve isteyerek duygusal veya cinsel şiddet uygulayabilirmiş. Bu konuda yapılan çalışmalar şiddet ortamında büyüyen çocukların kendilerine bakan kişiler de dahil olmak üzere kimseye bağlanmak istemediklerini veya bağlanmakta zorlandıklarını göstermiş. Bağlanma sıkıntısı çeken çocukların ise gelişimlerini tamamlayamadıklarını ve bu yüzden de sağlıklı bireyler olamadıklarını yapılan çalışmalar ortaya koymuştur.Özellikle okul öncesi dönemde bu çocukların sık sık kabus gördüğünü , uyku sıkıntısı çektiğini ve okul çağındaki çocuklarda ise depresyona neden olduğunu ve hatta arkadaşlarına karşı şiddete meyilli olduğunu göstermiştir.

Çocukların şiddete tanık olduğu ya da maruz kaldığı ailelerde duruma erken müdahale edilmesi çok önemliymiş.
DEVAMI

5 yorum:

  1. Kısa bir yorumda bulunmak istiyorum;

    Bir erkek olarak hemcinslerimden utanıyorum. Bu yaptıklarının bir gerekçesi ya da özrü olamaz. Gerçekten üzgünüm bu sahnelere tanıklık ettiğimiz için.

    YanıtlaSil
  2. Çoğu erkek sizin gibi düşünüyor artık ama araya serpilmiş binler var galiba..Umarım kanunlar ile onlar da bu eylemlerinden vazgeçer ve şiddet yerine öfke kontrolünü öğrenirler....

    YanıtlaSil
  3. İlginç bir şey paylaşmak istiyorum. Şu sıralar James Joyce'un "Dublinliler" adlı kısa öykülerinden toplama kitabını okuyorum ve okurken aslında gizli bir utanç duyuyorum alttan alta. Sebebi de şu 1910'ların İrlanda'sı günümüz Türkiye'sinden farksız. Şiddete meyilli alkolik babalar, evlerde kısılıp kalmış genç kızlar, bilime hak ettiği değerin verilmemesi, dinin bir baskı aracı olarak ortaya çıkması, vs. Gerçekten üzücü bir tablo.

    Bu "şiddet"in aslında doğmasında hatalı diyebileceğimiz kimselerin başında aslında ne yazık ki anneler gelmekte bence. Elif Şafak'ın da dediği gibi bizim toplumumuz erkeklere fazla bir görev yüklüyor ve onları (yani bizleri) fazlaca üstün konumlara sokuyorlar. "Aman oğlum bırak karın sana suyunu getirsin", "Sultanım nasılsın bir isteğin var mı", "Aslanım, sakın ev işlerinde karına (dikkat ederseniz eş sözcüğü de kullanılmaz genelde) yardımcı olma, bırak o kadınlığını yapsın".. Bu ve bunun gibi fikirler bence bu şiddeti doğuruyor. Aile içindeki bu monarşinin kurulmasına aslında evin kraliçesi izin veriyor. Fazlaca yetkilenen erkek de ne oldum delisi olup -bir de yaradılışımız gereği biraz daha tez canlı ve sinirliyiz sanırım- evde terör estirmeye başlıyor.

    Peki nasıl bunun önüne geçebiliriz? Güzel bir soru olduğu kadar zor da. Çünkü yasalar istediğimiz kadar ağrılaşsın, bir şeyler yine aynı kalacaktır. Temel sebebi de şunun gibi fikirler: "Namus için aslanlar gibi yatar çıkarız" Yani istersek 50 yıl hapis verelim "o zihniyet"teki adamlar -yada müsvetteleri diyelim- yine bu ayıbı, günahı işleyecektir. Dediğim gibi önüne geçmek istiyorsak bu şiddet olgusunun önce erkekler üzerindeki gereksiz yüklemeleri bir kaldıralım. "Evin reisi" tanımlaması mesela. Evet, erkek yapısı gereği daha korumacı kadınlarsa korunmaya yatkın kimseler ama bunu radikalleştirince korumacılar bir anda tiranlara dönüşüp korunmayı bekleyenleri bir köle gibi görmeye başlıyor. Ne dersek diyelim iş ailede bitiyor. Ailede güzel bir tablo gören çocuk, ilerki yaşamında da güzel bir tablo çizecektir gelecekteki ailesinde.

    YanıtlaSil
  4. Dediklerinizde sonuna kadar haklısınız.hatta diyebiliriz ki kadının en büyük düşmanı kadındır...
    Bir de şu gerçek var ki ,kadın eğitilmeden nasıl çocuğunu eğitsin ? Hala bir çok yerde kadınalrın okumasına izin verilmiyor...yasaklarla ve tabularla büyüyorlar.Zincir kırılmıyor , kadına erkeğin koyduğu yasak kalksa kendini eğitse kendinden sonra geleni de eğitecek...Ama olmuyor..
    Kısır bir döngü var tavuk mu yumurtadan çıktı yumurta mı tavuktan ?
    hangisi peki ,kim kıracak zincirleri ve uygarlığa kanat çırpacak ?
    Bir yerde bir yanlış var...Haykırmak lazım belkide dünyaya..Mesela siz karşı cins olarak bu konuda yazı yazsanız ve bir erkeğin kaleminden bizde okusak ve paylaşsak nasıl olur ?

    YanıtlaSil
  5. Tüm bu konuşmalardan ve basında çıkan -maalesef ardı arkası kesilmeyen- korkunç haberlerden dolayı bir yazı yazmayı düşünüyorum. Çünkü üzerinde konuşulması elzem bir konu. Bu sorun acilen dillendirilmeli. Ve dediğiniz gibi biraz da "şiddetin kaynağından" bakarak bir şeyler yazmalı. Şükürler olsun ailemden böyle şeyler görmedim. Allah da kimselere göstermesin. Ama çevremdeki hemcinslerimden yola çıkarak (ki enteresan paylaşımlarım olacak) bir tablo çizmeye çalışacağım yakın zamanda. Örneğin eğitim durumu bu şiddetin önüne geçiyor mu ? Bu ve bunun gibi eyleri dillendirmek isterim.

    YanıtlaSil