Azıcık Benden , Bizden ve Mimlerim

Bugünlerde ben sevgi pıtırcığı olmuş durumdayım.anneciğimin dizlerinin dibinde ,çocukluğumu yaşıyorum.Arada şımarmak da fayda var.Hem bünye dinleniyor hem de ruhum doyuma ulaşıyor.
Ay azıcık ballandırayım iyisimi.Efendime söyleyim salı günü akşam 22:00 sularında İzmir'e ayak bastım hemde Belkahve'den ( meşhurdur Belkahve ; Atamız İzmir'e oradan girmiş, yüzyılın kara lekesini denize dökmek için Taarruza geçmişti.Hoş korkudan İzmir'i terkeden Yunan askerleri , kalıpda vuruşmamıştı bile.)Nasılda ışıklar parıl parıl parlıyordu.En sevdiğim sahne ,Belkahveden İzmir'in ışıklarını izlemektir.O ışıkları gördüğüm an yüreğim kanat çırpan kuş misali ,kabına sığmıyor.Işıklara doğru süzülüyoruz yavaş yavaş ve sonra ışıkların içinde oluyoruz aniden.Şehrin büyüsü alıyor içine...

Hayatımın hi. değişmeyen sahnesi beliriyor birden , karşılama seramonisi .çekirdek ailem tam tekmil karşımda .Evvelinde geldiğimde bana sarılmak için kapışırlardı ; oysa şimdi Yağız'a sarılmak için kapışma içine giriyorlar.Yağız'dan sonra sıra bana geliyor.Sarılmaca ve koklaşmacadan sonra eve doğru yol alıyoruz. En sevdiğim sahne karşılanma sahnem hiç sevmediğim sahne ise uğurlanma sahnem.Dönüşüm , her zaman ızdırap olmuştur bana...

Neyse anın tadını çıkarmada fayda var ,şuan.Anenciğimin benim için yaptığı leziz yemekleri yiyorum , sabahları geç kalkıyorum ve Yağız 'ın uyanmış olması beni tatlı uykumumdan etmiyor ,kısa süreliğine.Yalnızlığım öncesinde enerji depoluyorum şimdi.Kısaca boşalan akümü yeniliyorum.

İzmir'e gelmeden önce hızlı bir maraton atlattım.
İzmir'e gelecek olmamdan dolayı hediyeler aldım.Hergün bir alışveriş merkezindeydim , pazarları da unutmamak lazım.Yağmur ,soğuk demeden pazar da gezdim.

Uzun süredir Gönülcüğümle görüşmeyi planlıyordum , hatta Moda da keyif yapmayı bile konuşmuştuk.Orhan'ın Pendik de olmasını fırsat bilip Pendik'e gittim. Pazartesi öğleden sonra keyifle sohbet ettik , eskileri konuşup gülüştük.Eve tebessümle döndüm.Çok hoş sohbetti Gönülcüğüm .Yağız ilgiyi üzerine toplamak için elinden geleni ardına koymadı.Arada kedilere de dalaştı.Ekmekle beslemek istediği kedi azıcık elini tırmalyınca yüreğim ağzıma geldi.Babası hemen aldı paşamızı acile götürdü.Doktor kuduz aşısına gerek olmadığını söylemiş , hoş ben yine d e yaptırırdım ama babamız rahat bir kişilik olduğu için yaptırmadı..Baba-oğul birlikte zaman geçirirlerken bende Gönülümle hoş sohbetler yaptım.Zaman su gibi geçti...
Ertesi gün bana yol göründü ve İzmir de relaks olmuş vaziyette günlerimi geçiyorum.
Bu arada blog arkadaşlarım saolsunlar beni mimlemişler.Yedi gerçek ve Yeni yıldamn 12 istek mimleri cevaplamamı bekliyor.Kendimle ilgili yedi gerçeği yazıp ipliğimi pazara çıkaracağım.Düşündüm de yazmasam daha iyi aslında.Öyle şirin mirin göründüğüme bakmayın ne demek istediğimi az sonra daha iyi anlayacaksınız...


Birinci olarak diyebilirim ki iyiyim hoşum ama kullanıldığımı anladığım an çok fena olurum.Safıdır azıcık ve herkesi kendim gibi sanarım.Art niyet aramam hiç ama bir kaç tecrübeden sonra işin rengi ortaya çıktığında çok sinirlenirim ve öfkemi belli ederim.
İkinci olarak kolay kolay kimseyi hayatımdan çıkarmam ama çıkardığımıda bir daha asla hayatıma sokmam.İnanılmaz derecede kindarımdır.Hep affetmek istemişimdir ama istesemd e bunu yapamam.Güvenim yıkıldığı için hayatımda olmasına gerek duymam hiç.Güvenmediğim insanları neden hayatıma dahil edeyim ki ?

Üçüncü olarak akraba ilişkilerinde iyi değilimdir.Akrabanın akrabaya yaptığını akrep akrebe yapmaz.MMesafeli olmayı tercih ederim.Akrabadan dost yılandan post olmaz ,mantığındayım bilmem ne kadar doğru .

Çok inatçıyım , kendi inadımdan dolayı illahlah etmiş durumdayım.Bazen iyi oluyor ,inadım sayesinden asla başladığım bir işi yarım bırakmıyorum.Sonucu ne olursa olsun mutlaka tamamlarım.Mükafatını da cezasını da seve seve çekerim.Azıcık belli durumlarda inadımı bıraksam süper olacağım vallahi...
Düşündüm de bir de düzenliyim galiba.Evin hep temiz olmasını isterim.Oyuncalar asla rahatsız etmez ama bir yerde toz gördüğüm zaman trafo gibi elektrikle yüklenirim.Gece yarısı dahi olsa elektrik süpürgesini çalıştırırm.Bu durum Orhan ile taartışmama neden olur hatta.

Ben titizim ama en sinir olduğum şey ,misafirliğe gittim evde yanımd temizlik yapılmasıdır.Mesela ikramdan sonra yalnız kalıp mutfağı toplamaya başladıklarında acayip sinir olurum.Ben misafirim varken onları yalnız bırakıp mutfağımı toplamam , onlar gittikten sonra bolca zamanım olacağı için rahatça toplarım mantığındayım.Birde kısıtlı zamanda sohbet edip , "hoş vakit geçirmek varken ,neden mutfağı temizlemekle uğraşayım " diye düşünürüm.Benim ince düşünüp yapmadığım şey bana yapıldığında aynı eve gitmemkten hoşlanmam.Rahatsız olmuşumdur bir kere.Samimiysem zaten bende mutfakta toplamasına eşlik ederim o ayrı konu.Siz anladınız ne demek istediğimi...( çok mu kıl bir düşünce acaba )
Birde babam öldükten sonra anladım insanın gerçek dostları hep zor gününde yanında olanlarmış.Şimdi dostlarımı çok iyi biliyorum .İyi günüm de yanımda olanlardan çoğu zor günümde firardaydı.karşılık beklemek değilde hayal kırıklığı desek daha doğru olur.Hayal kırıklığı yaşadığımda nedense , kırılan parçalar hep dağıldı ortalığa ve toplamaya gücüm olmadı.Giden gitti kalan sağlar benimle oldu...

Dostlarımı çok seviyorum , arkadşlarımı da hep onlarla görüşmek istiyorum.Onları evimde ağırlamayı çok seviyorum.En sevdiğim yönüm bu galiba.Yatılı misafiri de çok severim.Gecenin geç saatlerine kadar sahbet etmek ve beraber kahvaltı hazırlamaktan acayip keyif alırım.Hatta yatılı misafirlerim gittiğinde içimi bir boşluk kaplar.Sanki uzun zamandır onlarla yaşıyormuşum edasına kapıldığım için birden kendimi yapayalnız hissedrim.
Ay kendimden ne çok bahsettim , bu kadar tüyo yeter bence.Azıcık sonraya bırakayım kendimden ipuçlarını...

Gelelim yeni yıldan neler istediklerime.Ben yeni yıldan hiç bir şey istemiyorum.Gölge etmesin ve ayaklarıma dolanmasın yeter benim için.

Çok sert bir giriş oldu galiba.Anlattığımda neden öyle düşündüğümü anlayacaksınızdır.2004 yılına veda edip 2005 yılını karşılacağımız günlerde babam kaza geçirdi ve bizim için zor günler başladı.31 aralık gecesi sabaha kadar aynı dileği diledim.
Hiç yılmadan usanmadan ve umutsuzca.yeni yıldan babamı geri istedim.Hayata dönmesini ve komadan çıkmasını istedim.Bana yine o güzel gözleriyle bakmasını ve gülerken gamzelerinin oluşturduğu çukurluklara doya doya bakmayı diledim.

Saat 00:00 olduğunda telefon çaldı.Arayan babamın ikiziydi.Amcam , tam yeni yılın girdiği dakikalarda ,babamın kalp atışlarının normale döndüğünü söyledi ve "gözümüz aydın ,kızım " dedi.Bir yanım inanmak isterken , bir yanım annemin söylediği gerçeklerle yüzleşiyordu.Gözlerimden yaşlar süzüldü gece boyu.Sabah koştura koştura hastaneye gittik.Bizden bez ve yatak koruyucu istediler.Ben o an anladım aslında ruh bedenden ayrılmıştı ve vücutta kalan sıvılar kendini dışarı atıyordu.Yıkılıyordu dünya başıma.

Birer birer arkadaşlarımı arıyordum özellikle tıpta okuyanları , anladığım şeyi suskunlukları ile onaylıyorlardı.Babamın beyin ölümü gerçekleşmişti.Üç kez durup tekrardan hayata dönen kalbi dayanamamıştı babacığımın.Ama inatla organ bağışı için beklettiler.Tabi bunu sonradan anladım.O an o kadar güçsüzdüm ki olayları birleştiremiyordum.Annem bitmişti biz kendimizde değildik.

Bu dünyada en zor olan şey , canından çok sevdiğin insanın yaşamla ölüm arasındaki mücadelesine ,tanık olduğun o kabus anlarda ,karşısına geçip organlarını istemek gafletidir. Hayata tutunsun diye neredeyse zamanı geriye alma çabaları bile sarfederken , dönülmez akşamın ufkunda olduğunu suratına vurmaları çok acı. Bizim suratımıza vurdular.Kaldığı hastanede hiç kurtarma girişiminde bulunmadılar.Başka hastaneye transfer etmemize izin vermediler.Sadece annemden organlarını istemişler.Ne kadar durumu ağır olursa olsun , yakınını kaybetmek üzere olan insana umut lazım , insani duyarlılık değil.
Annem bizimle bu konuyu günler sonra konuştu.En son kesin bir şekilde reddettiğinde fişini çektiler .Tarih 2 ocağı gösteriyordu. Biz neşemizi ve hayatımızın anlamını yitirdik , organ bekleyenler ise umut kapısını...Organ bağışına karşı değilim kendi organlarımı bağışlıyorum ama ülkemdeki doktorlara güvenmiyorum.Madem kalbi sağlamdı ,neden babamı yaşatmadı ? Madem böbrekleri sağlamdı ,neden iflas etti dediler.Başkasına can verecek olan organlar , neden sahibini ölüme mahkum etti ? Ülkeme güvenmiyorum , ne kadar acı bir durum.

Yeni yıl dileklerim bana altın tepside acı ve ölüm getirdi.Her yılbaşı gecesi bana ızdırap olur.Gece uzar da uzar. O acı günü unutmak için hep oyalanırım.Babamı tebessümle yad etmek için eğlenceli şeyler yapmaya çalışırım ama acı yüreğimde hep taş gibidir ve saatler ilerledikçe taşın ağırlığı dağa döner.

Yeni yıldan hiç bir istediğim dileğim yok ben ne istersem isteyim hayat bana kendi istediğini verecektir.Kader bu olsa gerek .

Hayat , bana gölge etmesin de ben bana sunulana razıyım.Razı olmayı öğrendim.Dileğim yok ,ama gelecek günlere umudum var.Umutla güzel şeylerin gerçekleşmesini bekliyorum.Kalbim iyiliğin ve mutluluğun beni bulacağı yönünde hep umutlu.Umutlarımız hep yeşil kalır inşallah...

14 yorum:

  1. ah İlknurcum...beni nerelere götürdü babanla ilgili yazdıkların :(

    YanıtlaSil
  2. Yağız'ın pabucunu dama atmasın gülümserken hep kutlanan bir günde yaşadığın acı ben hüzünlendirdi. 2012 yi tüm acıları unutturacak kadar güzel geçirmeni dilerim.

    YanıtlaSil
  3. Son zamanlarda, her gelen yılla yeni bir tekme yiyenlerdenim. O yüzden okuduklarımdan hem hüzünlendim hem de "gölge etmesin ve ayaklarıma dolanmasın yeter" demene çok güldüm bir yandan. Gölge etmesin, hiç birimize!

    YanıtlaSil
  4. İlknurum hoş gitmişsin:)

    eskiden tam tekmil beni karşılayan ve bana sarılanalr,, şimdi yağıza koşuyorlar demişsin ya; ben de bunu düşünüyordum: ablamlar bazen gidip geldiklerinde çok sonra öperler beni, sonra da ay kusura bakma çocuklu kadınlar hep 2.planda diye dalga geçerler..

    YanıtlaSil
  5. herkesede bu durum aynı galiba. çocuklar olunca hepimizin papuc dama:))

    YanıtlaSil
  6. organ bağışı hakkında ben hiç düşünmemiştim yani inanmak istiyorum herkesin iyi niyetli olduğunu o yüzden bende organlarımı hep bağışlamak isteidğimi söylerim.ama şimdi sanki :( ne bileyim kötü oldum İŞte.

    YanıtlaSil
  7. Aynurcuğum ahh ahh , ben oralarda dolanırım her daim :(

    YanıtlaSil
  8. Hüznün tadı , güzel dileklerin için teşekkürler canım ,inşallah yeni umutlar ve güzellikler hepimizle olur :)

    YanıtlaSil
  9. Rüzgarlı günler ve geceler , değil mi ama arkadaşım " gölge etmesinler " ...Daha ne isteriz :)

    YanıtlaSil
  10. Delişim sizinkiler yine dürüstçe ,şakaya vurarak da söylüyorlar .Bizimkiler kabul de etmiyor birde üste çıkıyorlar.Atıldı pabucumuz dama ,resmen :)

    YanıtlaSil
  11. Nilaycığım kabul etsekd e etmesek de 2.plana biletimiz kesilmiş :)

    YanıtlaSil
  12. Bigom allah o duruma düşürmez inşallah.ne desem boş ,gerçekten de.Güvenmek istiyorum umutsuzca :(

    YanıtlaSil
  13. Biliyorum once cocuga kosarlar. Beni havaalaninda karsilarken herkes Berk'e cikolata verme derdine dusup beni unutmuslardi:)
    Oh simar biraz ne guzel!!!Senin simdi istedigin yemeklker de yapiliyordur:))

    YanıtlaSil
  14. İlknurum postun ne güzel başlamıştı oysa. Rabbim kimseyi sevdikleriyle sınamasın.
    Babana rahmet diliyorum.

    Şu misafir varken mutfağın toplanması işini sanırım ben de yapıyorum. Ama neden ? Ece misafir varken uyumaz. Misafir gittikten sonra ben mutfağı mı toplayacam? ece yi mi uyutacam? kimbilir belki sızacam. benim tek amacım bu vallahi. ama sen gel söz yalnız bırakmam seni :)

    YanıtlaSil