Kar Keyfi
Evvela evden karın müjdesini alıp elimde sürünen bir türlü beni içine alamayan kitabımı bir köşeye bırakıp , ususl usul süzüldüm cam kenarına. Adımlarımı öyle ağır attım ki , ayak seslerim belki de kar tanelerini ürkütür sandım. Yer yer hafifleyen ve ardından hızlı tempoda dans edercesine ahenkle başlayan yağışı izlerken , içimdeki çocuk dışarıya doğru kanat çırpmaya başladı. Hani elinde olsa koşup kardan adam yapacak ve gelip geçene kar topu atacak kadar özgürdü içimdeki ben.
Oysa şehrin keşmekeşliğinde azalan toprak ve çim alanların yerini asfaltlar almıştı ve hepsi bir radar hızında kar tanelerine meydan okuyorlardı. Kar tanelerinin yere düşmesiyle birlikte tüm büyü bozuluyor ve yerdeki ıslaklık tüm iticiliği ile yağmurun ardından bıraktıklarını anımsatıyordu.Oysa çocukluğum gökyüzü ile asfalt arasına sıkışmış ve yere düşen kar taneleriyle birlikte yüreğime yeniden hapsoluyordu.
Yere düşen kar tanelerinin hepsini gökyüzüne hapsettim saatlerce. Efsunlanmış olan kristaller , mutluluk zerrecikleri dağıtırken hiç eğmedim başımı , gerçeklerle yüzleşmek için. Başım dik , içimdeki "ben " özgür ve efsun bozulmamış halde iken hayal aleminin gel gitlerinde rüyalara daldım ; ta ki dışarıdan gelen çocuk seslerini işitene kadar . Sabahçı olan öğrencilerin okuldan dağılma saati gelmiş olmalı ki , öğlenci olan minikler okul yolunu tutmuş ve okul yolunda arabaların üzerinden topladıkları karları coşkuyla birbirlerine atıyorlardı. Rüyamdan neyseki çocuk sesleriyle ayılmıştım. Yükselen kahkahalar yüzümde anlamlı bir gülümsemeye neden oluyordu.Kar yağışının en anlamlı kesitleri, evde karı camdan izleme ve dışarıda kar topu oynama arasında yaşanıyordu.
Dışarı çıkmamla birlikte büyü bozuldu ve gerçek tüm çıplaklığıyla karşıma dikildi. Lodos'un gücü önce balyoz gibi kafama inerken ,binadan çıkmamla birlikte açılmayacağının , açılsada kırılacağının sinyallerini veren şemsiyeme engel koydu. Tüm baskılara rağmen inatla şemsiyemi açmaya çalışırken , evimden keyifle izlediğim kar taneleri tüm ihtişamını kaybedip hain bir düşmana dönüşmüş ve gözlerimi oymaya çalışıyordu. Göz kapaklarımda eriyen karlar birer derin dondurucu modunda gözlerime ağırlık verirken ,ürkekçe savrulan kirpiklerim donduğunun sinyallerini beynime haykırırcasına iletiyordu.Bunları yaşarken şemsiye ile olan savaşımı kaybedip savruldum Üsküdar'ın ara sokaklarına. İnsanın üstüne üstüne gelen dar sokakların içine dikilmiş binalar hiç bu kadar güvenli olmamışlardı. Birbirine yapışık siyam ikizlerini andıran apartmanlar rüzgara meydan okumuş ve benim şemsiyemin aksine savaşı , görüntüde çirkin fakat kale önündeki penaltıyı kollayan futbolcular modunda olan binalar kazanmıştı. Şemsiyeye ihtiyaç duymadan salına salına yürürken , asfaltların azizliğine uğradım. Yere düşen karların nasıl eridiğini penceremden görüp , görmezden gelme moduna girdiğimde , unutmuşum neleri gözardı ettiğimi. Oysa yerler tamamen yere düşüp eriyen kar suları ile kaplıydı. Hepsi ayakkabı düşmanı hepsi birer buz dağıydı sanki. Adımlarım hızlandıkça yerin soğuğu sürtünme kuvveti ile hissedilmeyecek sanmıştım oysa hepsi fizik kurallarını hiçe sayıyordu. Eskilerin ayakakbı ustalarını arar oldum , adımlarımın hızına kapıldığımda. Kutusundan yeni çıkmış üçüncü kez giyme seramonisini yaşayan botlarım dayanamadı kar tanelerinin baskısna ve içeri aldı tüm erimiş kar sularını , korkusuzca . Serçe parmağından itibaren birer birer ıslaklık yayıldı tüm tabana. Yüzümde eriyen karların bıraktığı don ile burnum ve dudaklarım acıdan kıvranır olmuş , ayaklarım ise sanki çivi üzerinde yürüyor moduna girmişti ve o an anlamıştım ,kar yağışının nerede ve nasıl güzel olduğunu. Hızla işlerimi halledip evime döndüm ve başımı sokacak evim olduğuna şükrettim. Ayaklarımın ve yüzümün ısınması ile hatta karın büyüsüne yeniden kapıldım. Hızla ölüm acısına alışan insanoğlu misali ,dışarıda yaşadıklarımı unutup kuruldum pencere kenarına.
Bu sefer rüyalar alemine dalmak yerine , dışarıda olanların yaşadığı kar sevinci ile pencere kenarında yaşanan kar sevinci arasındaki farkı kıyasladım tüm çıplaklığıyla ; aralarında zengin kız fakir oğlan ilişkisi varmış , meğersem . Araya giren aile büyükleri ile ilişki bozulur ve parçalanan yürekler yuvalarına dönerlermiş. Kar sevinci de işte böyle.Evde olup izlemenin keyfini anlatmak efsunlarla anlamlandırılırken , evin dışında yaşananlar ise tamamen bir kabusa dönüşüyor. Gel gitin böylesi Şam'da kayısı olsa gerek. İyisi mi biz kar yağışını evden izleyip ,anında tatil olan okulların sevincine kapılıp ,trafikte olmadığımıza şükredip ,sıcacık evlerimizde çaylarımızı yudumlayalım . Ancak karın keyfi böyle çıkıyor. Böylesi kar keyfine can kurban...
Karın en güzel hali sıcak evindeyken yaşanıyor :)
YanıtlaSilkesinlikle Özlem ,evden kar keyfi keyiflerin en güzeli :)
Silayy ne güldüm ilknur:)evden görüldüğü gibi değilmiş tecrüben biraz acı olmuş :==)bugün evden izlediğim kar çok zevkliydi dışarda olam eminim kabussssss diye bağırıdım bende:)
YanıtlaSilDonarken gülemedim ama ısındıktan sonra ben de güldüm Bigomm. Yolda kendime yeni bir şemsiye aldım bakalım akibeti ne kadar olacak :)
SilBiliyorsun biz kara ancak dağa çıktığımızda ulaşabiliyoruz. O yüzden duygularınıza ortak olamıyoruz. ama kızım geçen sene yaşadıklarını unutmuş olacak ki, bu sene yine gidelim diye tutturdu :)
YanıtlaSilaah aah biz Adana larda ancak yağmur görüyoruz =( kar yağsın ben de öylece izleyeyim isterdim =(
YanıtlaSil