Gec kalacaksin, hic yok zaman
Düsünme sakin, olma pisman
Yanliz kalamaz hic bir yaratik
Vakit yok, gemi kalkiyor artik
Ah o gemide bende olsaydim,
acik denizlere yol alsaydim
Viz gelirdi hersey inan bana,
yeterki ben sana varsaydim
Sormuyormusun kendi kendine,
dünyada hersey dengi dengine
Aldirma saat isliyor, tik tik
Vakit yok, gemi kalkiyor artik
Ah o gemide bende olsaydim,
acik denizlere yol alsaydim
Viz gelirdi hersey inan bana,
yeterki ben sana varsaydim
Hayat zalim, yollari dürüst
Bir damla günes, sonra hep güz
Mutlu olamak en büyük varlik
Vakit yok, gemi kalkiyor artik
Ah o gemide bende olsaydim,
acik denizlere yol alsaydim
Viz gelirdi hersey inan bana,
yeterki ben sana varsaydim!!!
.................. ..........................................................................................
Gemilerle ilgili çok sarkı vardır ama aklıma hep Hurşit Yenigün 'ün söyledi bu şarkı geliyor.Klibine ömrümce güleceğim herhalde.Neyse klibi ve Hurşit Yenigün 'ü bir kenara bırakacak olursak eğer aslı konumuz Yağız ve onun dünyasına dönebiliriz.
Bir cuma akşamını daha sonlandırdık , ömrümüzden.Günler sanki kum saatindeki kumlar misali hızla akıyor aşağıya doğru.Geçen haftasonunun yorgunluğunu atamadan yeni bir haftasonu başladı , 18:20 sularında.Hiperaktif bir eş , gezenti bir afacan ve evi uyumak dışında kullanmayı sevmeyen ben , haftasonunu dışarıda karşıladık.Malum isteksizce yaptığım yemeği yakmış bulunmakla birlikte biraz mahçup , birazda havanın vermiş olduğu sıkkınlık ile Orhan 'ın teklifini zevkle kabul ettim.Oğlumu keyifle giydirdim , yemeğini yedirdim ve hazırolda bekledim eşimi. "Bin atlı o gün çocuklar gibi şendik " dizelerinde olduğu gibi şendim vallahi.Ben böyleysem , Yağız 'ı tahmin edemiyorum.Benden önce kapının başına geçti , montu elinde , oturmuş ayakkabılarını giydirmemi bekliyordu.Bir yerde haklı afacan , camda akapu beklemek nereye kadar.Arada insan içine karışmak lazım , koşmak , yaramazlık yapmak , başka çocuklarla iletişim halinde olmak.Bunun içinde dışarı çıkmak şart.Eminim Yağız 'da benim gibi düşündüğü için bu kadar mutludur ( eminim emin ! ).Oğlumun babası aldı bizi evden , bir keyif bir keyif bindik arabaya, yağmur çamur dinlemeden.Yağız 'ın ilk hareketi belli " babam akapu " .O anda patladı bıkkın baba " hay senin akapuna " .Sevimli üçlü düştük yollara , nereye gittiğimizin ne önemi vardı ki , yemek bahaneydi aslında ! Maksat sosyalleşmek , azcık değişik insanlar görmek , birazda Yağız 'ın enerjisini atmak.
İşte böyle başladı bir cuma akşamı daha.Yemeğimizi yedik , keyfimizi yaptık , sıra Yağız 'daydı.Evett ne de güzel yakıştı gemiye.Bu akşam ki favori oyuncağı gemiydi.Ekranındaki balıkların ve dümendeki gemicinin eşliğinde çalgılı , çengili bir oyuncakdı.Oynaya oynaya durdu içinde.Arada diğer oyuncaklara da bakdı ama döndü dolaştı gemiye bindi.Ata bindi ,müzik yok ; hekapuya bindi ses yok , olmadı bowling oynayanların olduğu bölüme geçti , yine cazip gelmedi oğluşuma döndü bindi gemiye.Bindikçe " annii , gemii " dedi dedi durdu. Öyle keyifliydi ki " acaba ben ne yapsam bu kadar keyif alabilirim " diye düşündüm resimlerini çekerken.Cevabı belliydi , artık ne yapsam onun kadar keyif alamazdım.Çünkü çocuk değildim , çocuklar gibi önüme sunulanla mutlu olma dönemim geride kalmıştı.Ama Yağız kadar keyifli olmasa da yinede keyifle izleyeceğim bir şey vardı , oda oğlumdu.Onun mutluluğunu izlemek , şu günlerde beni en çok keyiflendiren şeydir.Ne kadar enteresan Yağız yemek yedi , mutluyum ; gemiye bindi keyif aldı , mutluyum ; Yağız 'a bayramlık aldım mutluyum ; bisisklet alındı mutluyum ; kursatan eve gelirken çikolata aldım sevinsin diye , mutluyum.Ay unutmuşum ben anneyim değil mi ? Çocuklar mutlu olunca annelerde mutlu oluyormuş .Oluyormuş vallahi ! Eskiden hikaye gelirdi.Ama gerçekmiş , alışverişe gidiyorum , dolabımı değiştiriyorum ama Yağız 'ın mutluluğunu gördüğüm an kadar mutlu olmuyorum. Orhan yolunu buldu , sevgili eşim beni alışverişe yollamak yerine Yağız 'ı mutlu etmemi sağlıyor , böylelikle daha az masraflı oluyor.Karlı bir çözüm , alan memnun satan memnun. "Böyle ucuz mutluluğa can kurban " buda eşimden bir alıntı.
Konuyu fazla dağıttım galiba , gemi güzeldi ama Yağız 'ı oyuncakların olduğu bölümden çıkarması pek keyifli değildi.Azcık gözyaşları sel oldu ama sonunda unutturacak birşey bulduk ve ağlaması durdu.Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştuk da haberimiz yoktu.Marketin oyuncak kısmındaydık ve büyük ayıcıkların , fillerin ve kaplanların arasında kararsız kalmıştık.Sırasıyla hepsini aldı , bıraktı .Koşturdu diğer oyuncaklara sonra fili aldı ,yere yattı ve sarıldı.Güler misin , ağlar mısın ? Hem kendi yerle temas etti hemde oyuncak.Derken Caillou 'yu gördü ve onda karar kıldı.Neyse Caillou saolsun.Sayesinde kurtulduk oyuncak reyonundan.O kadar çok koşturmaca yaşadı ki , 15 dakikalık ev mesafesinde eve varmadan uyudu..Bu güzel geceye katkılarından dolayı Yağız 'a teşekkürler.Artık eşimle başbaşa kalma zamanı ,iyi geceler !!!

0 Response to " "

Yorum Gönder