YAŞAMAYA DAİR

YAŞAMAYA DAİR
1

Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın, yani o derecede,
öylesine ki, mesela,
kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.

2
Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan, bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz en son ajans haberlerini.
Diyelim ki, dövüşülmeye deşer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda,
daha o gün yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın, daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız, insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla yani,
duvarın ardındaki dışarıyla.
Yani, nasıl ve nerede olursak olalım hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...
3
Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız, hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
Şimdiden çekilecek acısı bunun, duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya "Yaşadım" diyebilmen için...

NAZIM HİKMET
............................................................................................................................................................................

Oğluma içimden bir şiir armağan etmek geldi , bu puslu havada.Az biraz içim ısındı bu dizeleri okudum da.( İşsiz bir anne olarakdan şuan oğluma bu şiiri miras bırakabiliyorum )
Oğlum öyle hayat dolu ve yaşama sevgisi aşılayan dizeler saklı ki içinde , ne zaman içine umutsuzluk düşse , ne zaman ki bezsen hayattan işte bu dİzeleri al karşına , bir bardak suyu bir solukda içer gibi hızla oku şiirini.Sonra derin bir nefes al ve unut bezginliğini , dört elle sarıl hayata göz bebeğim.Öyle sarıl ki yeniden doğmuş gibi ol , seni bezdiren ve yahut bıktıran ne ise tekrardan başla yapmaya.Başarana kadar pes etme , düş , yuvarlan , tökezle , uykusuz kal ama asla pes etme.Başladığın işin sonunu gör mutlaka.Sonra zaferini al karşına grurla bak saatlerce ona.Dön dolaş yine bak , her yeni zafer yeni bir yaşama sevgisi pompalar damarlarına.Hayat öyle güzel ki oğlum , 1 saat bile kaçırılmayacak kadar hemde.Uyuyarak geçirdiğin tek zaman , sana lutfedilen uyku saatin olsun bitanem.Hiç bir konuda ayakda uyuma , kimsenin seni uyutmasına izin verme.Güne erken başla , güneşin doğuşunu gör , nasılda hergün ışık tutuyor yeni bir güne , nasılda bıkmadan aydınlatıyor dünyamızı gör.İşte sende hergün öyle umutla aç gözlerini yeni güne , baban gibi şarkı söyle her sabah , neşenle ısın önce.Ardından hazırlan okulun mu var , mesain mi var farketmez , hangi ortama gidiyorsan git ama pozitif git , bir önceki gün ne yaşarsan yaşa sünger çekerek git.Kafana takacağın tek şey beren ve şapkan olsun.Üzüldüğünde hele hele de bahardaysan bir erguvan ağacı bul kendine.Onun o canım çiçeklerine bak , soluklan ve at gitsin.Emin ol üzülmeye değecek hiç bir şey yok şu dünyada , yitirdiğin sevdiklerin olmadıkça.
Ne kadar şanslı olduğunu düşün tatlım , bizi düşün , seni nasılda isteyerek ve özleyerek bekledik dokuz ay boyunca, nasıl sevgiyle kokladık , nasıl seviliyorsun sonsuz bir aşkla , düşün bir tanem.Kaç çocuk senin kadar şanslı , onu düşün.Sıcacık evinde , anne ve babanın kanatlarında nasıl büyüdüğünü düşün , bak sokaklarda mendil satan umutsuzlara , çaresizlere , senin yerinde olmak için neler vermezlerdi , hayal et.Sıcacık bir aile , sıcak yemekler , temiz kıyafetler , bıkmadan alınan oyuncaklar , kış gecelerini tatlandıran kestaneler , düşün istemez miydi o çocuklarda bunlarla büyüsün.Her akşam babaları işden gelsin ama bir anda yorgunluğunu unutsun ve çocuklarıyla oynasın.Düşün korktuklarında sığınacak anneleri olsun , gece gizlice koynuna girsin , annesi gözlerini açtığında oğlunun yanında olduğunu görsün.Emin ol herşeyden çok isterlerdi.İşte sen bunlara sahipsin gördün mü meğer ne kadar şanslıymışsın.Diğer çocuklara oranla 10 adım belkide 100 adım önde başlamışsın hayata.
Şansını unutma bebeğim , iyi değerlendir unutma bu hayat sana verilen en güzel armağan , kaldır başını bak , ağaçları ,çiçekleri , denizleri , boğazı gör ; gökyüzüne bak yıldızlar nasılda serpilmiş , ay nasılda düşmeden duruyor.Hayvanlara bak nasılda avının peşinde dolanıyor , karnı doyunca nasılda kıvrılıp uyuyor.Vapurun sesini dinle, ağustos böceklerini duy , ateş böceklerini ara gece yarısı bahçende , karıncaları gör ama gerçekten gönül gözüyle gör , nasıl vızır vızır çalışıyorlar gözlemle , düşünmeye devam et şansını sen bu alemde insan olarak varolmuşsun.İnsan gibi yaşa bebeğim , cennetin içinde olduğunu unutma , sevinçle yaşa , hep arzula ama hep çalışmaktan yana ol.Emek olmadan öğün olmaz , hayatı sevmeden mutluluk olmaz ,unutma bebeğim.Dört elle sarıl hayata bak biz nasılda sarıldık sana , nasılda hergün umutla açıyoruz gözlerimizi hayata , örnek al tatlım ve şiirini iyi sakla....

0 Response to "YAŞAMAYA DAİR"

Yorum Gönder