Acının Rengi Siyah mıdır ?
Yeni isim ve yeni umutlar ile veda ettim eski adıma ve sayfama .Yazmak çok güzel ,iç dökmek ,paylaşmak ,anlaşılmak ve anlamak .Sanki özel bir dünyanın içinden sesimi duyanlara sesleniyor gibiyim.Son beş yılda duyuramadığım sesimi .Güzel duygular anılar paylaşmak ümidiyle uyanıyorum her sabah mahur uykumdan.Her yeni gün yeni bir umut aslında.Gözümüzü yeni bir sabaha açmak dileği bile en büyük umudumuz değil mi aslında ?
Hayatın cilveleri hep tatlılıklar üzerine olmuyor ne yazık ki? Acıların üstüne eklenenler sanki Ağrı dağına selam duruyor.Deprem ve sonrasında yaşanılanlar oldukça acıydı.Daha unutmamıştık Marmara depremini ve ardından götürdüklerini ! Her şeyin telafisi vardı , ev yeniden alınabilirdi ,para kazanılabilir batan işler kurulabilir ,yıkılan çiftlikler tamir edilebilirdi ya yitirilen canlar ? Ya yok olan bedenler ? Var mı onların bir telafisi ?
Yitip gidenin dönüşü yok ne yazık ki ! Kaldıysa eğer enkazın , bulunmaya müsait köşesinde bir fotoğraf ,işte o dur ardında kalan.Tozlu ,ezilmiş, yırtılmış veya çerçevesi kırılmış gülümseyen bir fotoğraf.Başka da yoktur giderken bıraktığı ardında.Acının resmi bu olsa gerek ...
1999 Ağustos 17 onlarca cana mezar oldu o gün. Aradan 12 yıl geçti ve koskocaman 12 yılda onlarca bina yapıldı ve yaşanılan depremin ardından yapıldı bu binalar.Kos kocaman 12 yılda binlerce inşaat mühendisi , mimar ve jeoloji mühendisi mezun oldu .Eskiler deneyimleri ile devam etti iş hayatına ..Peki tecrübe işe yaradı mı veya meslek aşkı ? Ya bu mesleği seçerken kendilerine verdikleri söz ?
Sanmıyorum 12 yılda yapılan binaların kaçı enkaza dönüştü acaba ? Sorular sorular ve sorular ...Hükümet yeni yaptırımlardan bahsediyor aynı sözler Erzincan depreminden sonra da verilmişti .Ardından Marmara depremi yaşandı ve sözlere yenileri eklendi .Şimdi Van merkez üssü olan deprem yaşandı ve yine sözler verildi.Marmara depreminden sonra aklımızda kalan deprem vergisi oldu .Sahi ya ne işe yarıyor deprem vergisi ?
Dünyanın diğer ucunda aylar önce bir facia yaşandı.Dokuz şiddetinde bir afet , koskoca ada okyanusa doğru kaydı .Bir ara çekirdeğinden harekete geçti.Tusunami ardından dev dalgalarla binalaarı yaladı , sokakları minik göllere çevirdi ama 7.2 nin verdiği hasarı veremedi.En büyük hasar nükleer merkezdeydi , hasarın nedeni sızıntıydı.Oysa bizim hasarımız candı , canlardı...
Deprem bilinciyle yetişen ,yoğrulan toplum yıkılmayan binalar inşaa etmişti.Oturdukları yerden , deprem tedbiri alırken biz hala yıkılanacğını bildiğimiz binalardan kendimiz aşağıya atmaya çalışıyoruz .Onların deprem sonrası burnu bile kanamazken bizler enkazın altın da yardım dileyen ses arıyoruz.Muhasebe burada başlıyor.
Muhasebe ve muhasebe 1923 savaş bitti , yeniden doğduk Cumhuriyetle.Yeniden hayat bulduk yıkılan saltanatla.Dört elle sarılmıştık eşitliğe , insanlığa ...O dönemde yapılan binaların heps sapa sağlam duruyor .Deprem bölgelerinde yıkılan en kazlarda yer almıyor hükümet konakları , nedense ? Oysa cumhuriyetten bu yana kaç deprem yaşadık, değil mi ?
Cumhuriyet , hayatımızın yeni yönü.O maddi imkansızlıkların içerisinde açılmıştı fakülteler..Eğitim adına ,çağı yakalamak adına.Omuz omuza mücadeleydi bunları getiren.Şimdi durduğumuz yere bakıyorum da içler acısı.Aynı cephede can olanlar sırt dönmüş birbirine.Kurulan fakülteler ilim öğretse de mezun olanlar kendi çıkarları adına ilimlerine yakışır eserler verememek de ve hala ilkel toplumlardan farkı olmayan sahneler yaşanmakta .Eminim ki depremden sonra Urartulara ait sit alanlarının içerisinde herhangibir yıkım olmamıştır.Hatta van gölü içerisinde bulunan tarihi yapılarda dahi hasar yoktur .Ya yeni yapılar ne durumda , dürüstlüğün meyvesini vermiş durumda...
Şimdi bizim inşaat sektörümüz Urartular kadar sağlam iş çıkaramamışlar mı ?
Acının rengi siyah bence.Kap kara bir karanlık .Sadece sesi var " sesi mi duyan var mı " diye tozların blokların altından seslenen ve karanlığa hapsolmuş bir bilinmez.Görüntü yok ses var cinsinden.Acının rengi bu ülke de işini doğru dürüst yapmamak , ap açık...Acının rengi hala ırkçılık ve hala yaşanılan ülkenin bayrağını kabul etmemek.Acının rengi bu ülke de hala vicdandan uzak...
Yardımlar , bağışlar , koliler ve gönüllüler hepsi iş başında.keşke bunlara hiç gerek kalmsaydı .Keşke herkes işini baştan adam gibi yapsaydı.Yardımlar yapılır , çadırlar kurulur , koliler yollanır peki gidenleri kim getirecek.Kendi kızının soğuk bedenini yüzüstü yatarken dua ederek çeviren babanın acısını kim dindirecek.Yıkılan binayı inşaa eden mi ? Tozlar arasında beton blokalrı kaldırmaya çalışan ananın yavrusunu kim canlandıracak ? Görev için vazifeye giden ve giderken de hayat arkadaşını yanında götüren öğretmenin diğer yarısını kim ona tekrardan geri verecek ?
Kimse , dualar sadece yoldaş olacak onların gittikleri yolculuklarında yanlarında...Yarıda kalan umutları ardından ağlayacak ve bizler yine yaşanılanlara lanet edeceğiz ve doğal afete cahilce pay biçeceğiz. "şehitler verdik yer sallandı" diye.. Birileri pay biçerken şehit eşleri , depremzedelere yardım edecek .Biz utanacağız...Yıkılan evlerden mesajlar gelecek adres verilecek , onları kurtarırken sevineceğiz , ulaştık canlı çıktı diye..Ne kadar mütevazı bir toplumuz minicik şeylere seviniyoruz.Eh aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz misali .Bir gün bizde " a 7,5 şiddetinde deprem oldu , burnumuz bile kanamadı " diye sevineceğiz.Ne de olsa şimdi aza kanaat ediyoruz.
Merhabalar,
YanıtlaSilBugün e_postalarıma bakarken, tesadüfen gördüm mesajınızı. Hemen blog sayfanızı ziyaret ettim ve izleyiciler eklentisine profil bilgimi bıraktım.
Selam ve dualarımla.
Offff canim cok kötü, foto´da felaket, cok kötü, Allah kimsenin basina vermesin : (((((
YanıtlaSilUmarım yeni isminle felaketsiz günlerde birlikte oluruz hep güzellikler paylaşırız. Yağıza ve sana kocaman öpücükler
YanıtlaSilRecep Altun, sayfanız değişmiş zannedersem ...Önceki sayfanıza ulaşılamıyor.Yazblogcu değilmisiniz artık ?
YanıtlaSilViva ,amin ..Keşke oğal felaketler olmasa diyeceğim ama bu mümkün değil.Umarım akıllanırız ve bir sonraki seferi kazasız hasarsız atlatırız...Değil mi?
YanıtlaSilEbrucuğum inşallah...Bir ders çıkarırız ve işimizi adam gibi yaparız inşallah.belki o zaman felaketler kayıpsız atlatırlır :(
YanıtlaSilBu acı hepimizin, göçükten kurtarılan her canla birlikte biz de nefes aldık oturduğumuz yerde. Keşke hükümetler ve belediyeler rant uğruna kuralları esnetmeseler. Keşke kişisel çıkarlara feda edilmese insanlarımızın canları. Ama insan olmanın gerçeği. Açgözlülük. Bunları görmek çok canımızı yakıyor. Çok çok canımızı yakıyor.
YanıtlaSilGunesli aydinlik gunlere. Kotulukler son bulsun...
YanıtlaSilAmin Didemciğim aminnn..,İnşallah ülkeme güneş doğacak...
YanıtlaSilGüzerman ;Çok haklısın arkadaşım çok haklısın.Ne yazık ki belediyeler esnek ve görmezden geliyor.şehirlerde mimari birlik yok.İnşaatlarda uygulanan kurallar depreme yönelik değil.Bizde depremleri bir gün acısız atlatacağız ve hayat daha güzel olacak inşallah...Japonya bize örnek aslında ama ders alabilirsek...
YanıtlaSilsevgilerimle , keyifli günler dilerim...