Allianoi Yok Olmasın
Ahh Allianoi ah , nasıl bir güzelliktir , nasıl bir değerdir tarifi mümkün değil. İzmir'in Bergama ilçesinde bulunan ve Bakırçay havzasını güzelliği ile büyüleyen Allianoi artık yok. Pergamon adıyla kurulan ve M.Ö. bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmış antik bir kent olan doğa harikası ve tarihin şahidi olan değeri ellerinizle yok ettik.
Oysa Pergamon olarak kurulan Akropol sonrasında Lidya'lılara ve Perslere ev sahipliği yapmıştı.
İstermiydi II.Kambises Lidya'nın bu halini görmek.Tabiki istemezdi tek hayali Lidya'ya yürümek ve bu havzaya sahip olmaktı.II.Kambises bu topraklara sahip olamadı ama biz olduk.O olsaydı başının tacı yapacaktı biz ise suların altına gömdük.
Asırlık nefretimizi sunduk Allianoi 'ye.Tüm kızgınlığımızla Türk Hükümeti olarak hakettiğini verdik ve yok ettik... Makedon Kralı İskender ise tüm gücüyle almamış mıydı bu tarihi kenti.Almakla da kalmamış güzelliğine güzellik katmıştı.Sonrasında ise hep güzelleşen hep zapt edilmeye çalışılan şehir olmuştu Pergamon. Pergamon Kralı II. Eumenes tarafından Galatlara karşı yapılan savaşın kazanılmasının anısına inşa edilen Zeus Sunağı'nı bilmeyen var mıdır acaba ?
Bilmeyen yoktur ,çünkü Almanlar bile kaçırıp ülkelerine götürmeyi başardıkalrına göre oldukça değerlidir.Şuan Berlin'de bulunan Zeus Sunağından geride sadece Pergamon'da ki kaidesi bulunuyor.Biz kaideye bile tahammül edemedik.helenistik dönemin en güzel sanat eserlerinden kabul edilen bu şahaser 120 yıldır Pergamondan uzakta hüküm sürmektedir. Ne yazsam nasıl tanıtsam boş.İçim kan ağlayarak yazıyorum bu güzelliğin tarihçesini.Sonunun ne olduğunu nasıl yitirdiğimizi bildiğimdendir belkide acım.Ya da bir kazının nasıl yapıldığına olan şahitliğimdir emeklerin sulara gömülmesine olan nefretim. Ah Pergamon ah Allanoi'ni nasıl bir geçmişin var.Sen de saklı değil midir ,Asklepieon Sağlık Kenti ? İçinde barındırmaz mısın , dünyanın ilk sağlık kentini.Sen de yapılmadı mı M.Ö. bu şifa merkezi.Ne oldu peki ? Şifa vermek yerine sulara gömüldü.Sağlık tanrısı Asklepieon adına kurulan şehrin adına lanet okumuyor mu sağlık tanrısı?
Viran kapı olarak bilinen kapıdan giren hastaların tedavi olmak için 650 metre yol yürüdükten sonra şifalı sulara ulaştığı ve iyileşmeden buradan çıkmadığı bilinmekteydi.Viran kapıda ise 'ölümün girmesi yasaktır' yazdığı ve girişte muayene edilenlerden tedavisi mümkün olmayan ölümcül hastaların içeri alınmadığı kazılarda elde edilen bilgiler doğrultusunda biliniyor. Şifalı sularda yıkanan hastalar sonrasında Asklepieon 'un kollarına sunuluyor ve iyileşene kadar misafir ediliyordu.Böyle bir geçmişi bilmek öğrenmek ve korumak ancak eğitim gerektirir.Ne yazık ki eğitimsiz olan toplumlar bunları araştırmak yerine , sulara gömmeyi tercih eder.
Önemli bir sağlık merkezi olan Allanoi'nin hidroterapi açısından önemli bir merkez olduğu 1998 yılında yapılan kazılarda anlaşılmıştı.Ne güzel yıllardı o yıllar, bilime , tarihe önem veriliyordu.kazılar destekleniyor , araştırmaların ödenekleri kesilmiyordu.Yıllarca üniversitelere emek veren öğretim görevlileri önemli çalışmalara imza atabiliyordu.Oysa şimdi çoğu bölümün ödeneği kesilmiş durumda.Çoğu araştırma desteklenmiyor , bir çok bölüm kapatılmaya çalışılıyor.Kapatılmayan bölümlerin çalışmaları da tarihe gömülüyor.
Allanoi'yi şifalı yapan , o bölgede çıkan jeotermal sulardı.Yeraltının derinliklerinden gelen ve fay kaynakalrında birikerek , mağmanın eriyikleriyle beslenen ve aynı zaman da mineraller açısında zengin olan bu sular şifa veriyordu o döneme. Peki bu sulara ne oldu ? Hiç bir şey , hala o bölge de jeotermal kaynaklar mevcut ve hala sıcak ve şifalı su yönünden zengin.Ama ne Bergama'nın belediyesi , ne de hükümet bu kaynakları kullanmak yönünde adım atmıyor.Oysa gelişmiş ülkelerde jeotermal kaynaklar sağlık turizmini yanı sıra konutların ısıtılmasında , hastaneler de ,seracılık da ve hatta elektrik enerjisi üretiminde kullanılıyor.Biz kullanmak bir yana dursun yok etmeye çalışıyoruz. Aklım almıyor tarihi ve geçmişi gömmeye çalışan küçük bir ülke olabiliriz peki böyle bir enerji kaynağını nasıl değerlendirmeyi düşünmeyiz ?
Aslında söylenecek çok söz yazılacak çok kalın bir tarihi geçmiş var ama elimizden bir şey gelmediği sürece yazsak da boşa , çabalasak da boşa.Sonuçta kanunları keyfi olarak çıkarmak onların elinde.Yeteri kadar eylem yapıldı , pankartlar açıldı , Avrupa'dan medet umuldu ama hiç birisi sonuç vermedi.Sonuçta kafaya konulmuştu bir kere o bölgenin baraj sularına teslim edilmesi. O barajın projesini çizen mimarın aklında ne vardı acaba ? Yani yer mi yoktu baraj yapacak , illahi üzerinden geçmesi mi lazımdı ?Hem madenler yönünden zengin , hem tarihi geçmişi olan ve helenistik dönem açısından önem taşıyan bir yeri sulara gömmenin altında neler olabilir acaba ? Çok merak ediyorum. Bu kadar itirazlara rağmen , kurtarmak yerine neden sulara gömdük ?
Neden yok olmasına izin verdik ? Ülkemiz de tarih bu kadar mı değersiz ? oysa " geçmişinden ders alamayan milletler yok olmaya mahkumdu" . Hiç ders alamadık Osmanlı'nın geri kalmışlığından , çağı yakalayamayıp yok oluşundan ? Ders alsaydık emeklere değer verirdik.Oyun içinde oyun yapmazdık.Yok etmek yerine kurtarırdık !!!
Uzun lafın kısası Persler istedi Lidya'lılar direndi .Makedonlar aldı ,İskender'e ev sahipliği yaptı. Bazilika kilisesinin yapımına şahitlik yaptı.M.S. II. yüzyıla kadar şifa dağıttı.Osmanlı'nın eline geçmesinden sonra terk edilen ve asırlar sonrasında toprağın altından çıkarılan Allanoi şimdi de suların altına gömüldü ve hiç kimse buna çözüm bulamadı...
O kadar acıdı ki içim... Ödüllü bi proje vardı oysa, özgürlük anıtı gibi turlar düzenlenebilir, turizm merkezi yaratılabilirdi. Bu katliamda emeği geçen herkesi Allah belasını versin, onlar da böyle gömülsün toprağa, suya, çok üzüldüm çok...
YanıtlaSilHiç şaşırmadım yok olmasına. yok etmekte üstümüze bir millet yok. hükümet desen üç maymunu oynuyor.
YanıtlaSilBErgama da kardeşim oturuyor hala gidip görmek kısmet olmadı.
acınılası durumlar...değer bilmiyoruz vesselam..:/
YanıtlaSilİmza kampanyaları düzenlenmişti.Hiç önemsenmedi :(
YanıtlaSilİlknurcuğum, çok teşekkürler bu detaylı postun için...
YanıtlaSilİnsan ne diyeceğini bilemiyor, kahroluyor üzüntüden. Elimizin altındaki paha biçilmez değerler nasıl da göz göre göre yitip gidiyor. Böyle bir yer başka ülkelerin elinde olacaktı neler yapmazlardı...
Benim anlamadığım Kültür ve Turizm Bakanlığı diye koskoca bir devlet kuruluşumuz var. Onların ilgi alanları hangi konular üzerine acaba? Nasıl göz yumulur böyle bir şeye, nasıl çözüm bulunamaz, bulmak isteyenlere nasıl engel olunur! anlamak mümkün değil.
Allioni dilerim ki böyle bir akıbetle yok olup gitmez. Dilerim ki açılan o davalar tersine işler...